Yılmaz Tunç: Umut hakkı konusunda çalışmamız yok

İmralı’da bir tecrit kelam konusu değil. Geçmişte de daima tecrit olduğu, sıhhat durumunun berbata gittiğini söylediler. Ancak onların hiçbirisinin olmadığı, orada yanında diğer mahkumların da olduğu, sıhhat durumunun makûs olmadığı, bunların bir dezenformasyon olduğu ortaya çıktı. Mahkumların cezaevindeki kaideleri belirlidir. Yani mahkuma nazaran bir koşul, bir ayrım kelam konusu değil. Orada sıhhat koşulları, yeme, içme, barınma kuralları hepsi mevzuatımıza uygun biçimde yürütülüyor. Esasen bir olumsuzluk kelam konusu değil.

(Öcalan Nevruz’da imajlı bir davette bulunacak mı?) Ceza infaz mevzuatımızda mahkumların yakınları ile görüşebilmesi, dışarı ile nasıl temas edeceği aşikâr kurallara bağlı. Mektup gönderebilir, telefon ile görüşebilir ancak bir görüntü ile canlı temas teması kelam konusu değil. Mektup gönderebilir. Bu türlü bir talep yok şu anda. Talep olursa mektup ile ilgili kıymetlendirme yapılabilir. Nevruz’u kutlamak için bir mektup gönderecekse aslında o mektup bu davetin ruhuna uygun olması lazım yoksa çağrıyı bu sefer siz yırtıp atmış olursunuz. Hasebiyle bunun sonlarını aşmayan bir ileti olabilir. O davetin dışına taşan farklı bir şey olursa sürece ziyan veren bir açıklama olur. Hasebiyle o yola girilmez diye düşünüyorum.

AYRINTILAR GELİYOR